Tescilli Markanın Kullanılmamasına İlişkin Sonuçlar

1. Kullanılmayan Markanın SMK Kapsamında İptali

Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK“) m. 26 uyarınca, idari makamlar tarafından SMK m. 9’da yer alan markasal koşullar yerine getirilmediği takdirde markanın iptali gündeme gelmektedir. İptal veya hükümsüzlük hallerinin yer aldığı ilgili kanun maddesinde geçiş hükmü olan SMK 192/1-a ile kanunun yayım tarihinden (10/1/2017 tarihi) itibaren 7 yıl sonrası olarak belirlenmiştir. İlgili hüküm uyarınca sadece markanın iptalinin talep edilmesi durumunda iptal yetkisi TÜRKPATENT’e verilmiştir; hükümsüzlük hallerinde ise idari mekanizmalardan bahsedilmemiştir.

1.1. Markanın Sona Erdirilmesinde İdari İptal Kurumu

Marka, mülkiyet hakkı kapsamındadır ve işbu hakkın Anayasa (“AY“) m. 35 ile kamu yararı söz konusu olduğu takdirde sınırlandırılmasına imkan tanınmıştır. TÜRKPATENT’in iptal kararı vermesine imkan tanınan haller SMK m. 26/1’de sayılmıştır. TÜRKPATENT’in bu kararından zarar gören üçüncü kişiler SMK m. 156 ile zararı var ise tazmin etmek adına dava açabildiğinden yargı denetimi devam etmektedir. Böylelikle TÜRKPATENT’in verdiği iptal kararında hukuki açıdan aykırı bir husus söz konusu değildir.

1.2. İptal Kavramı ve Hukuki Boyutu

Markanın hükümsüzlüğü ve iptali birbirinden farklı kavramlar olup, tescil sırasındaki yer alan nedenler markanın hükümsüzlüğüne sebepken; tescilden sonraki sebepler ise markanın iptaline sebep olmaktadır. Hukukta hükümsüzlük, marka tescil sürecinden itibaren sonuç doğurmaktadır ve kullanımın gerçekleştiği süreyi de kapsamaktadır. Bu sebeple, Gerek AYM kararı gerek uluslararası düzenlemeler doğrultusunda SMK m. 26 hükmüyle kullanma külfetini yerine getirmeyen marka sahibine karşı iptal davası yöneltilecektir.

1.3. Markanın İptalindeki Usuller

SMK m. 26/2 hükmüyle ilgili kişilerin markanın iptalini Kurumdan isteyebileceği belirtilmiştir. İlgili kişiler ile, markanın iptalinden hukuki menfaati olanlar kastedilmektedir. SMK m. 26/3 hükmü uyarınca, iptal talebi talep tarihindeki sicilde yer alan marka sahibine veya kanuni haleflerine ileri sürülebilir. İptal talebinin incelemesi esansında marka sahibinin değişmesi halinde ise SMK m. 26/6 uyarınca seçimlik hak olmadığından yeni hak sahibine karşı iptal işlemlerine devam edileceği düzenlemiştir.

Markanın kullanıldığının veya neden kullanamadığına dair haklı nedenlerinin ispatı yükü SMK m. 19/2 hükmü uyarınca marka sahibinin yükümlülüğündedir. Markanın kullanıldığı, her türlü hukuki delil ile (ilan, reklam, broşür, fatura vs.) ispat edilebilmektedir. Ancak bu delillerin şüpheye yol açmaması gerekir.

SMK’da 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (“KHK“)’dan farklı olarak; iptal ve hükümsüzlük kararları net bir şekilde düzenlenmiş olup markanın iptal hallerinin düzenlendiği m. 26/1 hükmünde kanunda sayılan haller nedeniyle iptal edilmesi gereken markalar için TÜRKPATENT’e başvurulması hüküm altına alınmıştır. Kanundaki bu değişikle birlikte idari işlem ile markanın iptal edilmesi mümkün kılınmıştır. Unutulmamalıdır ki, markanın iptali ile ilgili 26. maddenin yürürlüğe girişi kanun yayınlandıktan 7 yıl sonra yani 10.01.2024 tarihi olarak belirlenmiştir. Bu tarihe kadar SMK’nın geçici m. 4 hükmü uyarınca mahkemelere iptal etme yetkisi verilmiştir. Sonuç olarak, 10.01.2024 tarihine kadar işleyen süreçte mahkemeler markanın iptalini değerlendirecek, belirtilen tarihten sonra ise TÜRKPATENT’e yetki verilmiştir.

SMK hükümleri kapsamında marka kanunda belirtilen hoşgörü süresi içinde (5 yıl) ciddi biçimde kullanılmazsa, üçüncü kişiler tarafından markanın iptali istenebilmektedir. SMK m. 26/4’ün son cümlesi uyarınca, iptal talebinden önceki üç aylık süre zarfı içerisinde, iptal talebiyle karşılaşacağı baskısı ile marka kullanılmışsa bu kullanımın değerlendirilmeyeceği belirtilmiştir.

1.4. Markanın İptal Edilmesinin Sonuçları ve Kısmen İptali

SMK m. 27 uyarınca, marka iptal edildiğinden davanın açılış tarihinden hüküm doğuracaktır. İptal işleminde, iptal kural olarak başvuru başlangıçta geçerlidir fakat iptal nedeni var olduğu andan itibaren geçersiz sayılacak olup bu tarihten sonra hukuki korunmadan bahsedilemeyecektir. İptalin geriye dönük etki edebilmesi –meğer ki SMK m. 27/3’deki haller gerçekleşmemiş olsun– ancak kamu yararı gibi hallerin mevcut olması halinde mümkün olmaktadır. Markanın iptaline ilişkin kararın kesinleşmesi, herkes için bağlayıcı olacaktır. SMK m. 26/5 hükmü uyarınca, marka eğer tescil olduğu mal veya hizmet sınıfında kullanılmıyorsa kullanıldığı sınıf içerisinde koruması devam ederek kullanılmadığı mal veya hizmet sınıfından kısmen iptal edilmesi mümkündür.

2. Markanın Tescil Başvurusunun Yayınında Kullanılmadığının Yöneltilmesi

SMK m. 18 ile, marka başvurusunu yayını sırasında üçüncü kişilerin ilk iki ay içerisinde markanın kullanılmadığına ilişkin itirazlarını ileri sürebileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak üçüncü kişiler tarafından yapılan itirazların öncelikle SMK m. 6/1’de yer alan nispi ret halleri kapsamında incelenmesi gerekmektedir. Bu madde hükmü neticesinde tescil başvurusu reddedilenlerin markalarını kullandıklarını ispat etmelerine gerek kalmamaktadır. İtirazda bulunan üçüncü kişilerin SMKY m. 29/3 hükmü uyarınca delillerle ispatta bulunması için bir aylık zaman tanınmıştır. İtirazda bulunan üçüncü kişi itirazını karar verilene dek geri çekebilmektedir. TÜRKPATENT’in geri çekmeden sonra dahi re’sen inceleme yetkisi yoktur.

2.1. Kullanımın İspatlanması

Kullanım ispatında ileri sunulacak olan deliller Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik (“SMKY“) m. 30/1,2 hükümlerinde belirtilmiştir. Bu hüküm uyarınca, delillerin net, anlaşılır ve güvenilir olması aranmaktadır. Kullanımın ispatında, “ambalaj, fatura, etiket, broşür gazete ilanı vb.” her türlü delil kullanılabilmektedir. SMKY m. 30/4 hükmünde, taraflara kullanım ispatında delillerin sunulması için tanınan süre sonunda –TÜRKPATENT tarafından ek delil istenmesi hali dışında– artık yeni bir delile başvurulamayacağı açıkça belirtilmiş olup bu süreler hak düşürücü niteliktedir. Delillerin Türkçe olması veya yeminli tercüman aracılığıyla Türkçe çevirisinin yapılması gerekmektedir aksi halde dikkate alınmamaktadır.

2.2. Kullanımı İspatlayamayan Marka Sahibine Uygulanan Yaptırım

Marka sahibi bu ispat külfetini yerine getiremiyorsa SMK m. 19/2 uyarınca TÜRKPATENT tarafından itirazın reddine karar verilecektir. Eğer markanın bir kısmı için itiraz edilmişse bu kısım için itirazın reddine karar verilecektir. Gerek görülmesi halinde SMK M. 19/4 uyarınca TÜRKPATENT uzlaşma teklifinde bulunabilmektedir. SMK 20/2 hükmü uyarınca, TÜRKPATENT’in vermiş olduğu karara tebliğden itibaren iki ay içerisinde itiraz edilebilmektedir. İtirazlar ilk olarak Markalar Dairesi’nce incelenir. İtiraz uygun görülmediği takdirde nihai erecek olan Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’na gönderilir. Kurul’un kararı nihai olduğundan taraflar nihai kararlara karşı itirazlarını ise dava yoluyla ileri sürmelidir. SMK m. 156/2 hükmü uyarınca, bu davalarda yetkili olan mahkeme Ankara Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’dir.

3. Hükümsüzlük Davasında Kullanılmayan Markanın Def’i Yoluyla İleri Sürülmesi

Markasını tescil ettiren marka sahibine, üçüncü kişilere karşı kendi markasına aynı veya benzer olduğu iddiasıyla hükümsüzlük davasını açma imkanı tanınmıştır. SMK m. 25/7 hükmü ile üçüncü kişiler, mahkemede iddiasını ispat etmesi koşuluyla marka sahibince önceden tescil edilmiş markanın kullanılmadığını ileri sürebilme imkanı getirilmiştir. Kullanım süresinin hesaplanmasında, dava tarihi başlangıç olarak kabul edilmiştir. Def’i hakim tarafından re’sen dikkate alınmadığından kullanmama defi mahkemede ileri sürülmediği takdirde marka sahibinin külfetini yerine getirdiği kabul edilecektir.

4. Tecavüz Davasında Kullanılmayan Markanın Def’i Yoluyla İleri Sürülmesi

Markasını sicile tescil ettiren marka sahibi, SMK m. 7 hükmünde yer alan hallerin önlenmesini talep edebilmektedir. Sınırlı sayı kapsamında olmayan SMK m. 29/1-b, c, ç bentlerinde yer alan diğer hallerde tecavüz kapsamındadır. Markası tecavüze uğrayan marka sahibi ile tecavüze maruz kalan hak sahiplerine SMK m. 129 uyarınca cihaza el konulmasını, mülkiyet hakkının devrini vs. talep edebilmektedir. Marka sahibinin bu davalardan birini açabilmesi için markasını kullanması esastır, aksi takdirde husumet eksikliği ve hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilecektir. Davacı eğer ki, markasını kullandığını ispat ederse tecavüz davası görülmeye devam edecektir.

SONUÇ

SMK m. 9 uyarınca, markaya ilişkin hukuki korumadan yararlanmak için markanın ciddi bir biçimde Türkiye’de marka sahibi tarafından veya geçerli bir hukuki ilişki içerisinde marka sahibinin vermiş olduğu izinle üçüncü kişi tarafından kullanılması aranmaktadır.

Markanın tescil başvurusu yayını sırasında üçüncü kişilerin itirazda bulunması halinde kullanım ispatı yükümlülüğünde olan marka sahibidir. Tecavüz davalarında ise, davacı tarafından markanın kullanılmadığı def’i ileri sürülebilmektedir.

Saygılarımızla,

SGU HUKUK LAW & CONSULTING


tr_TR
tr_TR